IV.
BÖLÜM
Baudelaire,
Lorca, Sappho, E.M. Forster,Enderunlu Fazıl Bey,Oscar Wilde

SESSİZ GEMİ
“Yahya Kemal Beyatlı’nın şiiri”
İnsanları takip etmenin modayı takip etmekten daha zor
olduğunu söylemiştik. Fikrimizde ısrarlıyız. Takip ettiğiniz kişi özellikle Jan
ise gerçekten tehlikeye açık bir denizde yüzüyorsunuz demektir.
İt Cemil, Jonjon’un patronu Dallama yani kısa adıyla
Dall, Jonjon olmak üzere İpsala yolundan Enez körfezine sapmışlar.
Ege denizinde Yunanistan ile Türkiye arasındaki doğal
sınırı oluşturan Meriç nehrinin denize döküldüğü yerde bizim Enez,
Yunanlıların ise Evros olarak adlandırdıkları delta vardır. Denize
vardıklarında İt Cemil’in itelemesi ile kendilerini bekleyen yata binmişler.
12 metrelik yatı gören Jan ise o sırada yanında yeteri
kadar kıyafet olmadığına hayıflanarak Jonjon’a söylenmiş. Jonjon’da ses
çıkartma küçük kaltak diyerek tekneye girmişler. İt Cemil 007 james bond misali
bindiği her aleti kullananlardanmış. Teknede görevli birkaç denizci baydın
durumda olan Dall’ı karga tulumba yata taşnmışlar. İt Cemil’de dahil olmak
üzere yattaki herkes Yunanca konuşuyormuş. Jan, jemil’in yunanca konuşmasını
dinledikçe bana şiir okuduğunu düşünüyordum, ay adam şayir gibiydi!
Bizimki İt cemil’e hasta olmuştu. Sürekli adamı övüp durmuştu.
- Hayatım,
007’den şok şok ( çok çok demek istiyor) daha iyi . En son Danyel Kreg
‘in oynadığı 007 serisinde o sarışın itin denizden çıktığı sahne var yaa,
Jemil aynı o, billahi ölürsün. Jemil’in geniş omuzları, dar kalçaları,
karnındaki baklavaları, baklavaların aşağısındaki gergin yerlerde hafif renkli
vizon gibi yumuşacık tüyleri…
Jan kolaylıkla erkek beğenmez. Bir erkeği beğenmesi
için o adamın ya çok zengin ya da gerçekten çok yakışıklı ve iyi sevişen biri
olması gerekir. Yoksa Jan anında adamı harcayıverir.
- Jemil,
şok hoş janım. Arabayı hızlı sürüyor, tekneyi şok iyi kullanıyor. Eminim
helikopterde kullanabilir. Zaten uşarkende sevişmek fantezim vardı. Onu da
deniyjjjiiimm umuyorum.
Jan yaşadıklarını bana anlatırken adeta
kendinden geçiyor o anları tekrar yaşar gibi dalıp gidiyordu. İt Cemil’den
etkilenmişe benziyordu. Tabii Jan’ın bir erkekten etkilenmesi ile onu naşlaması
toplam üç gün sürerdi.
- Jemil
bizi tekneye bindirdikten sonra zaten duş yapmam gerektiğini söyleyip bana
tahsis edilen odaya gittim. Muazzamdı Koja Göbüş. Yuvarlak bir yatak vardı,
mesela , şok şık işkiler, kanyaklar, tabii ki şampeyn yani dear. Ondan
sonacıma, gardıropta ki elbiseleri görsen . Aklını yersin, yersin, yersin.
Siyah bir DKNY, yeşil sırt dekolteli DG, manyakça katmer tatlısı gibi şöyle kat
kat kat Vivyın Westvud’un sarı bir elbisesi ama nasıl bir sarı, Oscar
Delarante, Allahımmm, o ne elbiseydi ölmek istedim bir anda ve beni
onunla gömsünler! Soğan rengi. Böyle bir sadelik yoktu yanııı. Ay bir tane de
Yıldırım Mayruk!!! E dedim ben bunu Yıldırım beyfendiye söylemez miyim? Zaten
defilesine çıkartmak istiyodı beni biliyosınn. Ayy adam dünya çapında
ayol. Bu bizim çalıcı yeniler gibi terzicik felan değil!
Jan’ı düşündüğüm zaman onun genç ve
istekli hali bana şaşırtıcı gelmiyordu. Hatta hırsının hoşuma gittiği bile
söylenebilirdi. Web sayfasını yaptığımız sırada Sabır taşı web sayfacısını
baştan çıkartmış, Ajda Pekkan’la birlikte düet yaptığını yazdırmış ardından da
Sabır taşı’na yaptırdığı fotomontaj ile Ajda ile aynı karede yanak yanağa
görünmüştü. Web sitesinin fanları oluşmuş haftalık 120 bin tıklamaya erişmişti.
Bu kolay bir başarı değildi. Jan şöhret basamaklarını tırmanırken
toplumla barışarak yaşıyordu. En son İt Cemil ile birlikte karıştırdığı olaylar
sonrasında, Dalllama Dall kodesi boylamıştı. Yunanistan’a insan tacirliği
yaparak para kazanmanın yolunu keşfeden Dall, kısa süre içinde büyük paralar
götürmüştü. Biz onun elinde hali hazırda Silivri cezaevinde tutuklu bulunan
Baron’un malının olduğunu zannederken aslında insan kaçakçılığı yaparak
hayatları mahveden bir zombi olduğunu düşünememiştik. İşin enteresanı İt Cemil
sizinde çakozladığınızı zannettiğiniz üzere istihbaratçı bir aynasız değildi.
Meğer adam Türkçeyi 42 lehçe ile konuşabilen bir Amerikan casusu imiş. 4
senelik bir operasyon sonucu Afganistan, Pakistan, Irak, gibi orta doğu ülkelerinden
’dan Avrupa ülkelerine insan ticareti yapan şebekenin çökertilmesi için
tek tabanca olarak çalışan uluslar arası bir ajan!
İnsan bunları duyunca şapka çıkartıyor.
Jan, İt Cemil diye tanıdığımız ama gerçek adını kimsenin asla öğrenemeyeceği Jim
ile küçük bir aşk hikayesi yaşamıştı.
Dall’ı, Enez’den bindikleri tekne
ile önce Yunan tarafına geçirmişler; amaç Dall’ın bütün bağlantılarını ortaya
çıkartmakmış. İnsan kaçakçılığını engellemek için Avrupa Birliği
tarafından Türk yunan sınırına yerleştirilen askeri güç Dall’ı tabiri caizse
öttürmüş. Jan bu sırada tahmin edeceğiniz üzere portakal suyu ve şampanya
karışımı ile ağırlanmış ve epey teşekkür almış. Jon jon da bu
teşekkürlerden sebeplenmiş. Zira iki ay geçmesine rağmen cd takılmamıştı. En
fazla yaptığı bizim eve gelip makyaj yapıp salonda gezinmek oluyordu. Karısı
kadın olmaktan vaz geçti düşüncesiyle epey sevinmiş. Ama hevesi kursağında
kalmış çünkü Jonjon’u en son bir erkekle basan da gene karısı olmuş.
Bana gelince, küçük bir ajansta kreatif
direktör olarak işe girdim.
Çalışıyorum. Şimdilik tabii.
Yakında Jan’ın hayatını anlatan kısa bir
belgesel çekilecek ve bu belgeselde art direktör olarak çalışmam isteniyor.
Şaka gibi olacak ama para dahi kazanacağım.
Jan artık, kendi evine geçti. İt Cemil
ya da Jim adı her ne ise onunla mutlu biçimde koklaşıyorlar.
S o n
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder